İzleyipbatanna

23 Eylül 2010 Perşembe

börülce

Yaz geliverince daha bi gıymetleniyo bizim memneket, sabah kak gahvaltını yab, min özel arabana guşadasına gid; garıla denizi, longbiic ayaklan altında; olmadı gari didim, bodrum HA! deyince gidegoyasın. Çocugla okulu başladı, yaz biddi, ben yaz aylana doyumadım, valla billa.
Bişeyi daha doyumuyom yazın; zati bu yazıyıda onun için yazıbdurum. Bu sene needeyse hee gün börülce yidim. Hindiden kaygılanmaa başladım, "gıı, gış gelibduru, tezesi bulunuvemicek'' deye. Anlımadım bendeki bu börülce aşgı needen kaynaklanıbduru .
Ege bölgemizin mutfanda balmeden soonu, en önemli zebsesi börülcedi. Bazı yörülemizde ''garnı gara'' gibi çeşit çüşüt adla alsıda, en bilinivedig adı börülcedi. Fasulyeye benzimegle barıba onun inci uzun manken haalidi.
Genelligle halk oylaması sonuçlana göre, gırmızıya boyanmış illemizde yetişi, tüketili. Börülcenin siyasi tercihleede bir etkisin olup olmadığı böyüklemizin bilceği bi iş, onu ben bilimem, yalnız hindikten dikkat çekmekte fayda va. Gıda Sosyologları araşdırıb soruşdusun; yalnız beni göre bizim memneket aazının dadını biliyo akıdeş!
Uzun nafın gısası, a’şam yimende gine börülce görünübduru, tarifimizide veregoyalım, afiyet şekee olsun.
Yarım ogga börülceyi haşlayıb suyunu süzün. Bi su bardağı gorug suyu, iki diş dövülmüş samısag, zeetinyaana bi tabagda çırpın, börülcele ısscagken üstüne döküverin. Çatalın ucunla, börülcelere ezmiden aralarına garışdırın. Accıg ılıdıb dolaba soğusun deye goyuverin.
Du gari bi de, tragya yöremizden bi havayla sonluyalım yazımıza, o gada olsun..
''bahçeleede borulce oynaa gelin görümce
oynasınlaa bakalım bir araya gelince
şşt mori yeleleli yar nina nom
şşt mori yeleleli yar nina nom''

16 Temmuz 2010 Cuma

Maalisef yazdıım masallara siligodum

Güzel akedeşleem ve deyerli izleepbatannaam...gulaamı gelen istihbaratı göre dahı evvel pamıg pirenzezimize izin aamıdan kendi işeeleriymiş gibi fidooya alıp feyisbukdu ünnü olmee çalışan iisanna "yeni fidoolamız gelipbatı " deye duyuru edipbatılarımış..ben di bunu gızdıımdan kendi yazdıım masallara maalisef hindilig siligodum emme marag edmeng neptopumu yedegledim de ööle sildim..annecengiz bu fırsızlıg işeesine bi çara bulanı gada masallaama yayınnımeg isdimeyon..eyer ossun iisanın gücünü gidiyoru kendi yazdıın işeye başagaları saplanısıya..bene anneyişle garşılecengize inanıyorun...savolun

HARSLANLA GÜLETEL





Hindi okuyceeniz anıyı gendi a'lınızdan bi film müzüğü e'len.Niden derseniz az sonuru okuyceniz işeyle sizi gorku filmlerini aratmeycek.
Geşen havta sonu ,benim adamgiling melmekete giddik.Hazır çor çocuk yanımızda yoğkan(onna öngden gidigodula biliyo mung)bi denişiklik edem başgı bi yoldan höölü gezi gezi gidem dediydig.Hem ogün bizim sölümüsü ayıp evlilik yıldölümüdün.Dakdık navigasyon işeysine,ing gısı yol seşeneene işaretledig, goyduk müzüğe goyulduk yolu...Bu navigasyon covuru savı dönceng,üşüncü çıkışdan girceng hilen deyiveresi ıısana bi güven geliveriyo .Benim adam dı bek seve öölü te'nolocik işeylere...Ben biyod da hariteye çıkaragodum torpido işeysinden emme adam dediki:"nitceng haritaya navigasyon va işdi ya,nü güze annadıpba garı...Isan bunuyla te dünnening öte yannı gada gide..." Neyise varı varı Milası vardık...Yolla bek güze bi di yol çalışması olmeyıvese...Hep tadil yerleri o yanda olduundan yolla bek galebeşlik.Bayı zaman gaybeddiriyoru adama..Neyise necep osa ço'lar saalam yerde allah ırazı ossung benim gömürcele bakıpdurula deye dadını çıkarı çıkarı gidiyoz yollara...
Molu yerlende çay işdik e'mek yidik.Otduumuz yedeki denişik yöresel obcele haggında entennektüel yorumna eddik,hotrafla çekindik. Muvleye vardık her yake gürü görü.Ne zimatdır bu gada keyifni yolculuk edmediydik.Hindi kötü örnek olcek emme bi di cuvara alık işdik birer dene.Halbusem ikimizde bırakdık emme "bu bi başlengiç olmecek ha"deye söz veedik birbirmizi...(Buralarda a'lınızdan e'leceniz film müzüü allegro -neşeli bişi- olubili.)
Ne o yoksa gayıp mı oldunuz dediinizi duyar gibiyin.Evet gayıb olduk var mı deceniz!..Evet hem de navigasyon covuruna raamen hatta onung yüzüngden.Ni güze harita vadı oyusa...Ni vaasa eskilede va.Gözünü sevdiming papirüsü...
Herşe Muvleye geçik gideke savı işaret edipduran Dengizli tabilesina navigasyonung"ya'a bo deyil,ilerden ho gada kilimetro sonura solu dönceng"demesiyle başladı.Harita bene usulcam "ya'a abam tabila dooru depbaa"demiş emme müzüğün sesinden duymamaşın.Neyise navigasyonung dedii gibi eddik ilerden davı dırmanıpduran bi yolu girdik.Gireke "Dengizli"deye tabila goymasına ihmal edmemişle.Benci bu tabilaya guyaken parantez içinde "tabi .ötüngüz yeyosa"demeleri ilazımıdı.Beliki di demişleedir içlerinden...
Yannış yol olduna annamasıngla deye ilk başlara güze asfalt edmişle.Hiş şüpülenmedik eyerossung.Eveli bi vakit benim gömürce "o yol bek güze emme viraclı" hilan dediinden ona da güvenipbam gari...Giddik giddik accık evle bilen va.Durup manzırı seyreddik hotrafladık.Uşurum kenarı deye cımık başım döne gibi oldu emme benim adamın şöförlüne güveniyom ya...Ne yalan diyem manzırıla güze ötüsü.Keyik çıkıbili tabilası bene aççık işgillendirdise de 1350 metirening dadına çıkarmeye garaarlıydım.Hava sovumeye başladı.Biyo çep telifonunu bakem dedim bakdım çekmepduru.Saaten radyo dı çe'meyyo bi di evet bildingiz navigasyon da çekmeyoru...Aazını tükürdüümün cihazı maydem çekmeceding ni diyi sürdüng bizi depelere???
Neyise necip osa bi dene yol va ona takib edcez incez aşarıya dedik devam eddik.Bi dene yol va dedim ya...O bi dene yol ikiyi ayrılagomasıng mı?Üle deyyusla, keyik tebilası goyasıya ore bi Dengizli deye ok işareti goyseydiniz ya...Yokarı giden yol mu aşarı giden mi...Siz olsengiz hankine seçedingiz?Evet biz di sizing gibi depeye gideni seşdik mantık olarak.Saten tam o nokduda navigasyonu can geldi "ong altı kilimetro sürüng" dedi.Bu bizi güven veedi.Sürdük.Haralde "sürüng" derken ilenipbamış bizi...Sen sürüng yerlerde gahbanalı covur!Sürdük dağları dağları,aşdık dağlara dağlara ...ong altı kilimetro omadan yol bi çeşit oldu(Andanteye geçebilirsingiz)Çakıllı makıllı,saşma sapan şekilli (şekilsiz deyem ben ona)az ötesinde selvis yolu tamirat hilen yazıpba...Gaş hada gaş dedik.Aşarı inem ing iyisi.Geri döneke a'lımı kötü kötü işeyle geldi.Bizim dırtlı arıba ya arızı yapasa,mozot bitiverise ...Adama üç yon hilan sordum yalım mozot va mı deye.Bu benim gorkmeye başladıımın ilk işaretleridi.Adam da gorkdu yalım emme bene belli etmedi ellelem.Niyisi aşarı giden yolu bulduktan sonuru(birbirini benziyen yollarıng arısından bu bek goley olmadı) ormanıng içinden girdik.(Andanteye gorku efekdi guyubilirsiniz)Aççık doru yolu girdimizi dair bi his uyandı.Bizden başgı ıısan olmeyesi bi çeşit hisseddim.Derke teeeee aşarıdı bi köv evi önüngde di bi adam göödük.Yıllardı görmediim akırıbama gömüş gibi oldum.Benim adam ünnedi."Emmiiiiiiii!Bu yol Denizli yolu de miiiiii?" uzakdan garıncı gibi görüken adam bo şaşgınla da kim deye höölü bi bakdı "evet" annamında başına salladı.Iratladık...Üçüncü cuvaraları(!) bu ıratlamanıng şerefini yakdık..(Yenikden allegro-neşeyle-)
Hotraf çekeken bu güze(!?) evlilik yıldölümününg anısına deye not düşdüm a'lımdan.Yemişen dere deye saşma bi derening gıyından geşdik.Bu yakada heşey bene saşma gelmeyi başladı.Keyikle,guşla,normel zamanda durup meyvesini aşırcem meyve ayeşleri,burda yaşemeyi tercih eden tek tük ıısanların düşüncüleri,derenin üzdüne ırlanıpduran asma göprü arıdı bi silkinip kendini gelen navigasyon deyyusu,gelip giden radyo yayını...(Andante - hüzünglü-)
Morellerim bozuldu eye ossung.Aşam olupba.Ya güneç batasa acıba masalladaki gibi gulubemsi evleden birini tanrı misafiri mi olcez...Cadınıng gulubesinle ne ziman garşıleşcez...Kimim beng?Gız olan Hansel midin?(Gorku efektli allegro olubili)
Derke bi amca taha gödük.Neciposa bullada ıısan yok deye don toman otu yede gezip duruymuş.Bizi göresi toparlandı...Onu du sorduk yenikden.O du bizi hu tarihi söze deyvedi: "asfalta takib ed!"Bo söz gulamda yankılanıpdudu aşarı inesiyi gada.Niyse uzatmayam asfaltı takip edi edi giddik.Bövük bi ikiz gayanın depesinden fışgıran ayeçlerin hotrafına çekdik.Bu manzırı bene Yonan mitolocisindeyki hikayalara anımsaddı.İng sonundu aççık hayat belirtisi olan bi yeri vardık.İki genş gız gol golu girmiş gezipbala...Benim adam sordu:"Abem Davaz yolunu nerden çıkcez?" "Hölü solu döncen abe!" dedile sav tarafı gösterilek.Dav havası adama savını solunu saşıddırıyo yalım.Endik Davaz yolunu.Anaaaaaaaaaaa....Asıl gelcemiz yol bureymiş ya...Hana o haritanıng gösderdii...Sav tarafı dönen Dengizli tabilesına hatırladınız mı?Gaymak gibi asvaltımış töbülerim ossun!
Az ilede bi dinnenme tesisi görüvedik..Birer gözlümü ikişe çay işdik.Gözlümü yapan gadına annedemecen hindilik o du denişik bi hikaya gonusu olubili.
Yolu goyulmudan bi laaboya gidem dedim.Zıvı sabın va, kaat havlı va..Mediniyet ni güze şe deye gülümsüdüm.
Navigasyon covurunu gelingce ing gısı yol ayarlı olduundan taha bizi Davaz taraflarındı savı savı çekipba kesdirmiden götücem diyi...Kimbili gari hanki kötü yolları sokcek deyyus bize...Biz seni bi da gana mıyız?Pışşşık deye yanaamı aşarıyı çekdidim.

13 Haziran 2010 Pazar

postmodeen bi Sait Faik ö'küsü ‘Hişt, Hişt!’: Beni Bak Biyo, Beni Bak Biyo!

Yürüyübdurudum. Yürüyüb du’dukçuda açılıgoyodum. Evden gızgın çıgmışdım. Belkide dıraş bıçanga sinilenmişdim. Oluu, Olu! Mutlak gari dıraş bıçanga sinilengdim.
Otla’ yeşil, dengiz mavi, göğün başı gabag gibi parlayıb duru. Ülee!
Biri aka’mdan;
-Beni bak biyo, dedi.
Dönüb bagdım. Yolun gıyısındaki ba’mag gada devedikenleri, garabaşla erig dadında bene bagdıla. Dişlem gamaşdı. Yolda in cin top oynayıbbatı. Yapraglan arasından dengizi gö’düm. Gıvıra gıvıra yürümeme devam edeken:
-Beni bak biyo, dedi.
Üle akıdeş bu kim, bizim ovlan mı acıba? Olubili. Bizim ovlan senmin len? Deyibilidim, emmi başımı çevirib bakmag içimden heç gelmedi. Belki, beni bak biyo, diye öten bi guş va’dı ? Nebilem ben, bi yılan vaadı, tosbağa, it, olumaz mı birader, evrim geçimiişdi belkide, allah allah ya!
-Beni bak biyo! Dedi gine.
Naha gözün kör olmasın.
Yolun gıyısına otudum. Az ötübaşımda bi eşeg yayılıyo, o olmasın sakın? Yok gari deve! Eşeğin sesine heç benzimiyen bi ses;
-Beni bak biyo, beni bak biyo, dedi.
Rahmetli Hacıarif amcamın sesini benziyo eemi değil, gayibden sesle mi duyubbatım acıba? Tövbe, töbe, gocu rabbim sen aklıma göz gulag ol, üç kulfalla bi elham okudum.
Gıbradım, yolu goyuldum. A’şama gada beni bak biyo desin. Bu yaşda kafayı sıyımış ovlan dediddimem kendime! Saroş numarası yaparım ingücü, beni ne leen!
Beni bak ses, sen bene ben de sene, hadi bakem gari, hangi birimiz baskın çıkasa. Islıg çala’ gibi başladım bende, ga’şılıg ve’meğe.
Bidenbire, annacıma bi avratlan bi herif peydah oluvedi. Bene yol so’dula, dikine yürü gid…
Bi ihtiyar bahçesini belliyodu. Yanıbaşına gelince barıba:
-Merhaba akıdeşim, dedi.
-Ooo! Merhaba! Dedim.
Allah guvvet vesin, yumuldu gene işine. Beni bak biyo, dedim. Oralı olmadı. Bi daha, beni bak biyo, dedim. Gene sallımadı bene. Beni bak biyo leen!
-Buyur akıdeş, dedi.
-Bi şey demedim, dedim.
Avcunu tükrükleyib küreğinin sapına sıvazladı.
-Beni bak biyo, dedim gine.
Şaşkaloz, göğün yüzüne bagdı, guş sürülene bagdı, garib garib bene bagdı.
-Bu sene enginala nahal? Dedim.
-Heç eyi değil, dedi.
-Baglayı needcen?
-Daha e’ken, Allah bili.
Islıg çala’mış gibi ‘beni bak biyo’ dedim.
Bi havaya, bi etrafına bi de bene bagdı.
-Guşdu, guşduu, dedim. Hadi alahaısmarladıg!
İlli bi ses duyubbatı insanovlu, guşladan, bö’tü böcegden. Zati o sesi duymadın mı, bil gari sen tahtalı kövdesin. Onu göre gulagnı eyi aç, bak her bi ye’den sesle gelibduru.
Beni bak biyo! Beni bak biyo!

10 Haziran 2010 Perşembe

abanız yuveye dönee gibi yapıveecek emmeee...

benim bi denecik çoşcaklaam hööle bi di bakıvedimdi hureye yazmıyalı seneyi geçivemiş ayonna..."naha sene" dedim kendime "iisan bu gıdaa mı yalınız bırakıı akideşleeni çoşcaklaanı, sıtırasız işey, işten gayıttan gafeyi galdırımeycek ni vaa sankimse üş guruşluk mayış için debilenipdurduun önkü işin yüzünü bi gülücük gondurubilimiyo hurda yazılanna gibi otu baken de iki galem oynadıvee" dedim. "eyi maydam" deye covap veedim gendime.
evvela mahsus selam edee gözleringizden öperin. büssürüü yazılaa yazıveemişingiz, takip ediyolaamış bize bek sevindim. biloga açaa açmaz bakdıydım gamuoyu araşdırmaları hilan etmişingiz bek gadın olmuş gari abam elceezleringizi saalık.
bene soraasangız, aynı hamam aynı das havlu etcez deye elin faprikesinde goşturup dururun.bek huzurlu deyilin işing aslı, gidiveresim vaa memliketten emme gidimeyibatırıyım. covur memliketinge, tee önkü ganadalara hilan gitmiye galktık, niden deesengiz benim burdeyki covur patron uyuyugosun daha tee orlaadan faprikenin biri beni gel deyo, bek beyendik sene deyo bizim müdürümüz ol sen neyneecen orlaada üş guruş parıye depiniyon deyo. e benim oolan da vaa biliyonguz, onun için bek eyi olcek g,dem bari deyom emmee donguzun dölü gonsulosluktan daha habar bekleyoz.şincilik burlardeyim anneyceeniz.
Hayden gidiyoz dimek goleydi emmee gidiveriisek nişleycez deye düşünükduruuken geçenneede "anııı" dedim "ulen orlara pendir, çökilek, taahana, guru balcan, guru tomatis, guru balme hilan götürümeycez , ireçelidin, salçeydin izin vermeyolaa, necap yimek bişircez?" deye höle bi a'lımı gelivedi, geliveresiye de eccik hööle vazgeçee gibi oluvedim emme bilimeycen gari, bulcez bi yoluna. Bakasıngız orlaada gader abanın şipitevi deye bi ye açıveririm gavurcuklaa da saş böree, börülcü aşı, gısır hilan yimesine öğreniile, haşşööle deele, işdi yimek bööle oluu deele. ne bilem ben, taahana çoobasını hemi de bol samırsaklısından yirlee, "ay abam biz necap bilem bunnara bişirmesine, yücü ırabbım sene başımızdan e'sik etmesin" derlee.
Neyise... hindiden geri yazmeye çalışçem gine, ööle gayboluveemeycem ortalıklaadan.

siz di yazın e mi gızlaam oolanlaam..

hepinize öpüyom gözleringizden.

Gader Abangız.

31 Mart 2010 Çarşamba

amekalı inegle

Bizim hindiki mıhdar’ın mıhdar bubası kövün başına geçinci ba, hayvancılıg işinde gocu bi atılım edigomuş. Minmiş otübüse, Angara’ya vaamış, millet vekillenin kapısını dayanmış;
‘’de gidi akıdeşle de, he işeyin amekalısı vaa da bizim ineglimizin niden yog?’’ demiş, elini masıya vuumuş, köve geri dönmüş.
İki haftıya varı vamaz, üsdünde hükümed mühürlü megdub mıhdara ulaşmış. Deyomuş ki megdubda: ‘’ismini yazdıran ileşbere, üçü gada ithal hayvan verilceg ‘’
Bütün kövlü gücünün yetcee gada hayvana yazılmış, kimi gari üç deneye, kimi bi deneye.
‘’Mıhdarın oyunu mu, aslı va mı aceb’’ dee de, gavele ayrı bi galgışlıg olubdumuş, evle başgı bi…
Baharın yazılınmış ineglere, yaz bidmiden, içi sürüylen alcalı belceli ineg dolu kamyonla, kövün otı'yerine gelib paak edmiş. Mıhdar gubarı gubarı:’’beni bakın biyo, ben ni dedim size, kaatlanızı getirigon hayvanları dağıdıverelim’’ demiş.
Kağıdını getiren indimiş ine’ne kamyondan da emme gari hayvanları zabdedememişle. Kamyondan inen bi başlıyomuş goşma, akasından ileşbe…Goşu goşu bi çeşid olmuşla. A’şam ezanına gada, aşa mahalle yuka mahelle goşmuşla, inegle bibirine garışmış, kimi çukuru düşmüş paçılanmış, kimi a'şamın garaltısında gaybolub gidmiş.
O saate gada otıyede görünmeyen bu inegleden sorumlu mühendis çıkıb gelmiş. Bi bagmış, bizim kövlüle ‘’duu gızım, hor gızım, deah gızım, çüş gızım’’ hayvanla önde onla akıda goşuyola, elini dizni vumuş gari, eyvah demiş, İmamı almış yanına minareye goşmuş, başlamış anonsa: ‘’sayın akıdeşle, enkii inegle tüükçe bilmeebduru, hayvanları zabdedmeg için İSTOP deyceniz İSTOP!’’

19 Mart 2010 Cuma

beni bak biyo yimegdeyiz

Bu insan evladı çog nanköödü, biyo giydini biyo da giymeg isdimez, biyo yediğni biyo daa yimeg isdimez. Hani Musa peygamber; ‘’gocu Rabbim benimle yoldeş olan bu insanlara rızıglandıı, ga’anlana doyuu’’ deyileg dua edmiş de; gocu Rabbimiz de; gögden ‘gudret helvası’ylan ‘bıldırcın’ indiimiş. İnsan evladı gene de nanköölüg edmiş. Hunu bak akıdeş, zahmed ediverib bişiimeg yog, duzu az mı, golesdrol yapa mı kafıyoomag yog, gene de nanköölüg ed olcek iş mi bu? Haaşa, gocu Rabbimin aşcılını mı sorgulucez; emme bu insan evladı needmiş, demişle ki Musa’ya, ‘’ülee Musa biz gari çog sıkıldıg he gün he gün bıldııcın yimegden, Rabbine dua edive de ye’de biten şeyleeden; zebzesinden, hıyarından, samısağından, meecimeğinden, sovanından bize çıkasın’’ demişle, Musa da; ‘’daha iyisini daha kötüsüyle mi değişdiimeg isdiyo’sunuz’’ demiş ve ‘’ o zaman hadi şehre inin gari, istedigleeniz o’dı va’’ (Bakara, atmışbi) demiş, işdi o günden buyana bu Yafudi evladlana fukaralıg damgası vurulmuş. Hindi accıg düşünügodum da necebolsun ö’lee. Dünya parı babalandan bi denesi memnikede geldiydiydi de, camiye turist gibi gireken; ayaggabısını çıkarıncı gada, delig çorabı göründüydü. Ey gidi gocu rabbim ey, cebine tomarlan parı doldurub adamların, o bolluğun içindeki sefilliglene film gibi iziledibdurusun bize ibred olsun deyileg. Hindi yafudi dedim deye birilene pas addım sanılmasın, hemen sövdürüb saydımayın, beni göre insan evladının cam gibi aynasıdı bu adamla, biz farglımız sanki…
Son günleede bi dizi vaa teleezyonda, hekes gari bilibduru, yimegdeyiz diye; beş denee insan, sıraylan he gün birinin evinde toplanıb yemek yiyola, sonu gari o yemekle bitiyo, o gün yemeg yapana puan veriyola. Puan veemeg va, mahna bulmag va, gavga edmeg va; biyo eline sağlıg Allah ne muradın vaasa vesin gadeşim, Allah olmıyanı da vesin, bunu bulumuyanda va; bi paket sana yağına gabcam deye fakii fukara bibirini ezibduru habe’lede, gocu rabbim be’eket vesin demek hiç yok. Ne deyola; ‘’fasullenin gıymıglanı ayıglımamışın dişimin arasına gaştı, pirzoluları iyi haşlımamışın etini iyi sıyırımadım, gereviz mi iy…’’ Ülee bunla yafudiden bete’e yaa. Hani Nazım Higmed yazıb admış ya ‘akreb gibisin gaadeşim’ deyileg, ne akrebi akıdeşle, çiyan gibi olubiliyo elalem. Anam söylee durudu; bu ovalan, daşlık ye’leen efendisi çiyanıdı; çiyan yürüken, akreblee, yılanlaa selam durumuş,doğru sözümüş vesselam…
Ben hindi bu şeylelen accıg canınızı sıgdım bilibdurum, siz boşverin elaleme ben size bi anımı anledivecem, okuduklanıza inanımıcagsınız, hem de yimegdeyizin has’ı nahal olumuş gööcegsiniz. İnkevela hunu sö’lüyem, bu program külliyen aragdı, ne’den mi aragdı, bizim memnikedden aragdı; nasıl eli geçimişle duymuşla bilmiyom, günahlanı almıyalım kendileride düşünmüş akıllarına gelmiş olubili. Ama , bu oyunu bizim Halime Deze, yılla’dan beri, ovaya çapa salmağa giddiğinde, öölen yimeğinde amele garılara oynatıdı, ben bi’gaç defa şahit olmuşdum, hem de gari ne oyun…
Halime'nin çıkınında nele vaa?
Nele’e yog gi, bu Halime’nin on bamağında maşallah on marifed, zabah ezanında işe goyulub ikindi ezanına gada çapa salan garı sanki bu değil, evcezini bir gö’seniz pırıl pırıl, beş çocug doğumuş banamısın dememiş; hindiye gada bir dediklerini eksig gedig gomamış; donduma mı donduma, önlüg mü önlüg. Gocasının gave harçlığını bile bu verib duru; herifi de sabsızın teki, utanmasa goca gafalı, hovardalıg etçeg parıyı bilen Halime’den alcag, yukada Allah va o gadarını bilemeyiz de belki almışdı bile. Çıkınında ne va dedig; Halime’nin eteğindeki daşları dögdüg, biz çıkınına gelelim gari. Halime’nin hebişeyi gibi yaptığı yemegle de insanın dilini ıssıddıcag tü’den, ben yemiş biri olarak sö’lüyom, yeminnen olsun yemeglenin dadında bi ‘altın oran va’. Namazında niyazında olan akıdeşle için sö’lüyem, hani dele ya ‘ihlas’lı bi yemek olmuş, valla ihlası bilen geçmiş nur yağıbduru yemeklene o gıda diyom. Halime bu oyunu milleti eylendirem diye kafıdan sıgmış bi gün bagmış garıla ‘kikiri kokoro’ ga’anlana duta duta gülüb eylenmişle, vakit nahal geçmiş fa’kınıa varımamışla he gün oynumaya gara vemişle. Halime demiş ki, ‘’garıla, he gün çıkın hazırlıcaz deyi yatmıdan önce uğraşmayalım, sıraylan hekes bi gün accıg fazlı uğraşı, ongündü bi sıra geli, hegün yarın ne götüsem diye düşüncemize bi gün sıkılırız daha iyi olu, aramızda anlaşırız; iki aydı bi en güze yimeg yapana bi güçük altın alırız.’’ Altın lafını duyan garıla hemen gabul edmişle. Öölen ezanı okundu mu, amele garıla, o gün kim yemeg hazırlayıb geticegse, onun adını çığıraragdan yemeg yedigleri yere gelmeye başlamışla; tabi gari bu bi gural değil de, açlığın ve’diği bir meragla söyleenmeye başlımış; ‘’gııı halime çıkınında ne vaa, ay yüzlü halime ne bişiidin bakem?
yeni asır gasdesinin üsdündeki ziyafed
Ovanın yüzünde insan beg yumuşag döşek arımaz, -hoş arısa da bulumaz ya-, desdiden ağzını dayayıp su içe, garaca yemek dakımı olmusu da yemek yiyibili. Havası mı gari suyu mu, Allah’ın işi; bundu da bi altın oran va muhakkak; yalnız daha çözümemiş insan evladı, nahal yemeg yisiniz siz bile şaşa galısınız. Ovanın yüzünde he ye’de kölge de yogdu, en garanti kölge römorkun kölgesidi . O gün de bi değişiklik olmadı, Halime ölen ezanından accıg önce, römorkun altına geldi, çıkınından iki dene yeni asır gazetesi çıkadı sayfaları yere bi güze se’di, bohçalarını çıkadı, gasdenin üstüne yazdı. Tabagları, çanagları, gaşıgları bi güze istif eddi. Ünledi; ‘’goşun gıı, goşun, çanagları sıyıcanız gene, dalgan gavudum, akbaş eddim, guru böbe, patites gızaddım, engina bişidim; yumrug gibi kafaları va, bölce te’turu eddim, galbur basdı, nohutlu pıransa daha sayam mı çılgın garıla, goşun…’’
anii Halilibram sofrası düzmüş cavur garı , enkii ellen deed gömesin emii
Garıla aşlıgdan, goşu goşu geliledi, emme gari Halime’nin sırasında, zabeleyin gavaltı bilene etmezledi. Devrililee sofranın başına, Halime’ye övgüle düze düze: ‘’anii Halilibram sofrası düzmüş cavur garı , enkii ellen deed gömesin emii’’ hem gonuşula, hem de yimegleni ye’ledi. O gıda aralanda dudum, sofrıdaki nimetlere mahna bulduglana şahit olmadım. Yalnız bi’biilene dakılıladı; ‘’Gocası, Cuma’tesi günü lunuparka götümüş Nezeyat’ı, deme gı; savıra savıra gezmişindi gari, neyi savuruyon gızım fazlı savuuma, hahay…Hatce gıı, senin gocu garı dirlik vemedi gece yine, zabah ezanına gada çığrındı dudu, dogtoru götürün bene, anam yetişin ölüyom deyileg; eczanede gocugarı hapı satılıbdurumuş, yuddu ikidene, guzu gibi olu valla…abam sen zarraf garısı olcagmışın…parı birleştirelim bi o’tak bulaşıg makinesi alalım gızla, mahallenin o’tıyerine goyarız, yollarız çocukları yıkaala gelilee…Nuran gı altını sen gazanısan needcen? Giralıg gatil tudcem benim herifin gözünü kokudmaya’’ Böyle bir şen şakrag yiiledi yimeglerini.
altın bahene
Halime Deze’yi bilimediğiniz için, bu gada bol ve güze yimeği altını cebe indiimeg için hazııladığını düşünübilisiniz, emme yanılısınız. Genelde de duyduğma göre de o gazanııdı. O altının parısı on gündü bi çegdigleri ziyafedin büdcesini anca ga’şılamaya yeteedi. Biyo bene hölü demişdi; ‘’üle o’lum bu garı gısmını gandıması beg golay olubili, bu guda garıyı mızıgcılık edmiden oyun başkı nahal oynadcan? Altın maltın bahane…’’ Halime Deze’ nin zegasına şaşıb galmışdım da merakımdan so’muşdum; ’’ Sen de ga’namın Halimi Deze bi gücük altına?’’ Bölü deyisibatırı, o da: ‘’ganmam, ganmam da… da ben de başkı şeylere ganarım a guzum…’’

17 Ocak 2010 Pazar

Gırıg Saban

Nahal ıscag bi yaz günü'dü anlıdımam. Avludaki dud a'cının gölgüsüne hasıı serilib duru, vaadım oraya otududum. Accıg serinleyem dee de, guca'ma da bi gocu baadag gaa helvası aldıdım. Dünya tees gelse umurumdu sanki. Gaa helvasından bi gaşık aldım alma vaamadım, bubam avlu kapısında görünüvedi. Az dönendi, o’tıyede bi danecig boş su tenkesi durubdurudu; tenkeye bi degme çegdi; tenke tengelene tengelene otıyeeden hayvan damına gada savrıldı. Anam garının ünlümesiyle barıba.
‘’Otıyeere a'naberi goman demiyom mu ben!'
Si'kee küpü gibi gızgın anlışılan. Bu gabarıg hariketle beni iş buyumaa emaresi olubili dee düşündüm, haklı dı çıkdım. Bi daggaya galmadı yönünü bene dooru çevidi;
‘’Ülen olum ankırı’ya okuma gideli bi işin ucundan dudmaz oldun…’’
Dee, a'lamlı atısözlenlen danee danee bi başladı emme ,kelimele yetesiz galınca Tüükçeye bile saydıdı.
Ben bubamın sözünü dinlimem de anam garı ‘’kak olum hu herifi pevletib duma ,ba’lıma teli mubarek, hindi gid de, aaşam tetuu ediverem, gelinci yisin’’ deyince; kakdım.
‘‘Tamam buba gızma, needcem?’’
‘’Moturu min akasında arı çifti va, bi sabanı gırıg. Demici Halilibram mendires köprüsüne düggan açdı, ova gavesinin öbü yakasında ,habarı va, beklebduru.’’
‘’Bitincigada bekleyem mi buba?’’
‘’Begli başında tamii eddimiden ge’me! Moturun içindi mazot yok, benzinligden mazot al.’’
Moturun suyunu seline bakdım; ovanın yüzünde bozulu da sonu yalnız yapıldak galmıyam diye. Çalışdıdım yaveş yaveş yolu goyuldum. Gidceem ye eni konu yimibeş otuz km emme bu tragtölen en cavırı 20 km hız yapıbili, bi di yol daşlı çamılı galgı galgıı bi saatte ancı varısın. Ö’lüde oldu. Pamık talaları ne gida manzıralısa gari, orasını siz düşünün manzıraya bakı bakı südüm motoru. ‘’Üle bu adam manyag ya o gada sanayide ye va ovanın yüzünde düggan açmış manyag’’ dee de süüdüm, de sonu jeton düşdü. Sabanı gırılan ileşbe herif ovanın yüzünden saban yabdıma şehere mi gidcek, iki adım ye, tabi hemen ovıda gurulu düggana vaacag . Halilibram amcaya vamıdan bu adam hakketen akıllımış akıdeş dedim.
Manzıraya doyum olmadı yolculuum sonu eedi. Nedense düggan dee gafamda duvala, makine sesleni canlandımışım. Ülen adam ga’geç ağacına bi çaadak yabmış, takım taklavatı anadolu bikabın a’kasına gomuş, düggan dediğin o! Neesi gari selamün aleyküm deyisibatırı bi gülmeg tuttu bene adamdı şaşıdı ben de zo topaladım.
‘’Halilibram amca ben filançanın oluyum bubam bene yolladı’’
‘’Oldu bizim oolan sen sabanı çıkaa, ben edigoyam, sen gid gaveden bene üç dene bire alıverib ge’’
‘’Oluu amcıda ben üsdüme parı almamışım gaveci veri mi ?’’
‘’Sen bubanın üstüne yazdı ge bişi olmaz lee…’’
Üle adamdaki samimiyete bak akıdeş, dagga bi kendine bire ısmalattı. Gave hemen yakınıdı, bireleri aldım getidim, Halilibram amca ço’dan işe goyulmuş yarılamış bile, bi de usdu adam onu göre iki daggalık iş. Ben elimde birelelen gelince;
‘‘Isınmasın ovanın yüzünde birele bi ikisini gıvırıverem huuda’’
Çaadan aldı serin, bö’lü bi fırsatı gaçırımım, kedimi de yazdıdım iki bire, otuduk başladıg yudumlumaa. Nesin necisin dee başlıdık muhabbede, dadlı dilli bi adam çıgdı Halilibram amca, onundu bene ganı gaynamış olcek ki;
‘’Gaynanan seviyomuş bizim oolan yayın yimin?’’
‘’Yimemm mi amca hiç?’’
‘’Bizim akıdeşle yayın çıkacakla mendiresden eli gulanda hindi gelile’’
‘’Mendires pis dee mi ?’’
‘’Sendi yisin bu yayını da senin çocuğun yiyimez gari ‘’
Durumu özetleyen nafla ediverince ben susdum. Ne gida doru bilmem o gidenin bütün çee çöpü mendirese dökülübbatımış. Kö olasıcıla parı gazenceg deye anasını belleyib durulamış memliketin. Neyse haliibram amca yuddugca birileri, açıldı. Arıdı bi saate bakdı duudu;
‘’He’halde av olmadı yosa hindiye geliledi’’
Biz di bu arıda, iki da bire alge hadi bi da git ge de’ken kafıları bulduk. Aaşam yadsı ezanı okunmuş habarımız yoog. Zibil gibi garanlıg olmuş; Halilibram amca cuvarasını körügleyince ancı görüyom yüzünü. Ben gari çaadan altına yayın gibi iyice yayıldım.Ke'ndim yayın oldum, yayın beklee duruken.
Halilibram amca anlıdıveriyo ben azım açıg dinliyom; kimimine gülüyom kimine düşünüyom. Sabanıda unuddug saatıda. Tam ‘yayın balıı asıl nahal bişe’ anladıvecekken;
‘’Hah mobilet sesini duydun mu bizimkile gelibbatı he’halde’’
Gulag gabbattım emme içime bi daş düşdü yumrug gibi. Mobiletin sesi birazda yakleşiverince daş birazdaha ağı’laşdı. ‘’Amca he’halde bu bizim mobilet’’ İki dagga ne va ne yog, bubam yanımıza geldi duudu.
Keskin si’kee küpünü zara demişle, neceb olsun yalan nafımış. Heb bene zara hep bene! Aynı zaabelen galdıı yeeden devam, ben usandım bubam usanmıyo.
‘’Üle buba, Tüükçe bile usandı enkii naflandan’’