İzleyipbatanna

17 Ocak 2010 Pazar

Gırıg Saban

Nahal ıscag bi yaz günü'dü anlıdımam. Avludaki dud a'cının gölgüsüne hasıı serilib duru, vaadım oraya otududum. Accıg serinleyem dee de, guca'ma da bi gocu baadag gaa helvası aldıdım. Dünya tees gelse umurumdu sanki. Gaa helvasından bi gaşık aldım alma vaamadım, bubam avlu kapısında görünüvedi. Az dönendi, o’tıyede bi danecig boş su tenkesi durubdurudu; tenkeye bi degme çegdi; tenke tengelene tengelene otıyeeden hayvan damına gada savrıldı. Anam garının ünlümesiyle barıba.
‘’Otıyeere a'naberi goman demiyom mu ben!'
Si'kee küpü gibi gızgın anlışılan. Bu gabarıg hariketle beni iş buyumaa emaresi olubili dee düşündüm, haklı dı çıkdım. Bi daggaya galmadı yönünü bene dooru çevidi;
‘’Ülen olum ankırı’ya okuma gideli bi işin ucundan dudmaz oldun…’’
Dee, a'lamlı atısözlenlen danee danee bi başladı emme ,kelimele yetesiz galınca Tüükçeye bile saydıdı.
Ben bubamın sözünü dinlimem de anam garı ‘’kak olum hu herifi pevletib duma ,ba’lıma teli mubarek, hindi gid de, aaşam tetuu ediverem, gelinci yisin’’ deyince; kakdım.
‘‘Tamam buba gızma, needcem?’’
‘’Moturu min akasında arı çifti va, bi sabanı gırıg. Demici Halilibram mendires köprüsüne düggan açdı, ova gavesinin öbü yakasında ,habarı va, beklebduru.’’
‘’Bitincigada bekleyem mi buba?’’
‘’Begli başında tamii eddimiden ge’me! Moturun içindi mazot yok, benzinligden mazot al.’’
Moturun suyunu seline bakdım; ovanın yüzünde bozulu da sonu yalnız yapıldak galmıyam diye. Çalışdıdım yaveş yaveş yolu goyuldum. Gidceem ye eni konu yimibeş otuz km emme bu tragtölen en cavırı 20 km hız yapıbili, bi di yol daşlı çamılı galgı galgıı bi saatte ancı varısın. Ö’lüde oldu. Pamık talaları ne gida manzıralısa gari, orasını siz düşünün manzıraya bakı bakı südüm motoru. ‘’Üle bu adam manyag ya o gada sanayide ye va ovanın yüzünde düggan açmış manyag’’ dee de süüdüm, de sonu jeton düşdü. Sabanı gırılan ileşbe herif ovanın yüzünden saban yabdıma şehere mi gidcek, iki adım ye, tabi hemen ovıda gurulu düggana vaacag . Halilibram amcaya vamıdan bu adam hakketen akıllımış akıdeş dedim.
Manzıraya doyum olmadı yolculuum sonu eedi. Nedense düggan dee gafamda duvala, makine sesleni canlandımışım. Ülen adam ga’geç ağacına bi çaadak yabmış, takım taklavatı anadolu bikabın a’kasına gomuş, düggan dediğin o! Neesi gari selamün aleyküm deyisibatırı bi gülmeg tuttu bene adamdı şaşıdı ben de zo topaladım.
‘’Halilibram amca ben filançanın oluyum bubam bene yolladı’’
‘’Oldu bizim oolan sen sabanı çıkaa, ben edigoyam, sen gid gaveden bene üç dene bire alıverib ge’’
‘’Oluu amcıda ben üsdüme parı almamışım gaveci veri mi ?’’
‘’Sen bubanın üstüne yazdı ge bişi olmaz lee…’’
Üle adamdaki samimiyete bak akıdeş, dagga bi kendine bire ısmalattı. Gave hemen yakınıdı, bireleri aldım getidim, Halilibram amca ço’dan işe goyulmuş yarılamış bile, bi de usdu adam onu göre iki daggalık iş. Ben elimde birelelen gelince;
‘‘Isınmasın ovanın yüzünde birele bi ikisini gıvırıverem huuda’’
Çaadan aldı serin, bö’lü bi fırsatı gaçırımım, kedimi de yazdıdım iki bire, otuduk başladıg yudumlumaa. Nesin necisin dee başlıdık muhabbede, dadlı dilli bi adam çıgdı Halilibram amca, onundu bene ganı gaynamış olcek ki;
‘’Gaynanan seviyomuş bizim oolan yayın yimin?’’
‘’Yimemm mi amca hiç?’’
‘’Bizim akıdeşle yayın çıkacakla mendiresden eli gulanda hindi gelile’’
‘’Mendires pis dee mi ?’’
‘’Sendi yisin bu yayını da senin çocuğun yiyimez gari ‘’
Durumu özetleyen nafla ediverince ben susdum. Ne gida doru bilmem o gidenin bütün çee çöpü mendirese dökülübbatımış. Kö olasıcıla parı gazenceg deye anasını belleyib durulamış memliketin. Neyse haliibram amca yuddugca birileri, açıldı. Arıdı bi saate bakdı duudu;
‘’He’halde av olmadı yosa hindiye geliledi’’
Biz di bu arıda, iki da bire alge hadi bi da git ge de’ken kafıları bulduk. Aaşam yadsı ezanı okunmuş habarımız yoog. Zibil gibi garanlıg olmuş; Halilibram amca cuvarasını körügleyince ancı görüyom yüzünü. Ben gari çaadan altına yayın gibi iyice yayıldım.Ke'ndim yayın oldum, yayın beklee duruken.
Halilibram amca anlıdıveriyo ben azım açıg dinliyom; kimimine gülüyom kimine düşünüyom. Sabanıda unuddug saatıda. Tam ‘yayın balıı asıl nahal bişe’ anladıvecekken;
‘’Hah mobilet sesini duydun mu bizimkile gelibbatı he’halde’’
Gulag gabbattım emme içime bi daş düşdü yumrug gibi. Mobiletin sesi birazda yakleşiverince daş birazdaha ağı’laşdı. ‘’Amca he’halde bu bizim mobilet’’ İki dagga ne va ne yog, bubam yanımıza geldi duudu.
Keskin si’kee küpünü zara demişle, neceb olsun yalan nafımış. Heb bene zara hep bene! Aynı zaabelen galdıı yeeden devam, ben usandım bubam usanmıyo.
‘’Üle buba, Tüükçe bile usandı enkii naflandan’’